Selam aşklarım, başka platformda 75k okunmuş olan kitabımla sizlerleyim!
Bu kitapta, bir tutam dram, bir tutam mizah, bir tutam heyecan, ve romantizm bulunmakta :)
Başlamadan önce; Bu kurgu benim hayal gücümün sonucu ortaya çıkmış bir kurgudur. Anlatılan olaylar, karakterler ve geçen (meslek/kurum/yer) kurgusal amaçlıdır. Bir kısmı birebir gerçeği yansıtmamaktadır. Gerçek kişi, kurum veya olaylarla benzerlik tamamen tesadüftür.Lütfen herhangi bir benzetme yapmadan okuyunuz, bu tür söylemlerden rahatsız oluyorum. Hassasiyetiniz için şimdiden teşekkürler♡
Not: yaş farkı bulunmaktadır ama karakterler reşit olduktan sonra aşk başlamaktadır.
İnsanların maskelerini göremediği için hep yalnız kalan bir kadının masalını okuyacaksınız.
Mutlaka satır aralarında buluşalımm beğeneceğinize eminimm
Keyifli okumalarr💞💋
🕊️
Hayatımızı mahveden tek şey maskelerini takıp, bize gülümseyen insanlara öylece kanmamızdan başka bir şey değildi.
Defalarca yanlışlarını gördüğümüz o insanları her seferinde affetmemizdi hayatımızın mahvolmasına neden olan. Her defasında onları sırf sevdiğimiz için şans vermemizdi. Gitmemesi için her şeyi görmezden gelmekti.
Ama bu benim için bir yere kadardı. Bazen bağırıp beni kıran o insanı pekala affedebilirdim. Çünkü yine bana dönüp ayaklarıma kapanacağını çok iyi biliyordum. Ya da istemediğim insanlarla konuşmasını da affedebilirdim. Onlarla iletişimi keserdi ve biterdi.
Şu an karşımdaydı o insan, ona değil adam demek insan demeye bile içim el vermiyordu. Göz pınarlarımdan usulca süzülen yaşlar da görmeme izin vermiyordu. Kalbim nefes almama izin vermiyordu.
Beni sevdiğini sandığım adamın başka bir kadının dudaklarına sahip olduğuna şahit olmayı istemiyordum ama ayaklarım gitmeme izin vermiyordu.
Onlar karşımda birbirlerinin olurken ben dış kapının dış mandalı olarak öylece duruyordum. Yumruklarımı sıkarak onları izlemekten fazlasını yapamıyordum.
Sonunda öylece durmayı bırakabildiğimde ara sokağa daldım ve birkaç adım uzaklarında durdum. Bu mide bulandırıcı ana daha fazla katlanamazdım.
Kollarını sardığı kadından uzaklaşıp bana dönen Sercan, yani sevdiğimi sandığım adam, yani bana aşık olduğunu sandığım adam gözlerini kocaman açtı.
“Rüya...” diye mırıldandı boğuk sesiyle. Elimle hızlıca gözlerimden akan yaşları yok edip duruşumu dikleştirdim. Bir Sercan’a bir de sarıp sarmaladığı Nurdan’a baktım. İğrenen bakışlarımı onların üzerinden ayırmak imkansızdı. “Rüya açıklayabilirim,” dedi Sercan ve Nurdan’dan uzaklaşıp yanıma gelmeye yeltendi.
“Tek kelime daha etme. Yoksa seni anandan doğduğuna pişman ederim.” Dedim dişlerimin arasından. Burnumu çektikten sonra bana yalancı mahcup bakışlarıyla bakan Nurdan’a yüzümü buruşturdum.
“Böyle midesiz olduğunu bilmiyordum.” Dedim sinirle, ardından Sercan’a geri döndüm. “Sana yakışanı bulmuşsun.” Diye ekledim. Suratına tüm gücümle bir tokat yapıştırdıktan sonra yüzüne tükürmeyi de ihmal etmedim.
Hıncımı alamayıp Nurdan’ın üzerine atıldım ve saçlarını elime doladım. Onu yolup bir avuç saçını kopardığım esnada Sercan belime sarılarak beni geri çekmeye çalıştı. Kızın saçlarını bırakıp ona döndüm ve bacak arasına dizimi geçirdim.
Aldığı darbeyle yere çömeldiğinde daha fazla bu iğrenç insanların yanında duramayacağıma karar vererek sokaktan çıktım.