Kitaplar Özellikler İletişim İndir
YANGINDA KALAN O GÖZLER
Askeri

YANGINDA KALAN O GÖZLER

0Beğeni
5Okunma
11 Bölüm
34,773Kelime
2 saat 54 dkSüre
27.09.2025Tarih
UMUT DOLU DİYARLAR II' nin ikinci kitabı

Aşk ve sevgi arasında kalan bir adam.
Aşkta kaybettiğini sevgide bulabilir mi?
İhanete uğrayan bir aşk ikinci bir şansı hak eder mi?
Aşkının sonuna kadar giden bir kadın.
Her şeyini kaybedecek kadar ilerlese tekrardan kaybettiği hayatını kazanabilir mi?
Adam aşktan vazgeçti.
Kadın kendinden...
Adam sevgiye koştu.
Kadın bir çift Yangın Çağrısı olan gözlere...

İHANETİN İNİNE GİRDİĞİ O AN

*İhanetin idam ipi kalbine saplandığında, sevginin ne kadar tehlikeli olduğunu anlamak zaman alıyordu. Ta ki, ihanetin bıçak darbeleri sırtına batana kadar... İşte, o zaman idam ipin yavaş yavaş parçalanıyor, kesiliyordu. Ve sen... İdam ipin kesildiği gibi yere hızla çakılıp düştüğünde ise değil çırpınmayı nefes bile alamayacak bir hale gelirken kimsenin seni kurtarmayacağın gerçeği bir kez daha yüzüne acı bir itirafla çarpılıyordu. *


Sevgi ihanetti...


Sevgi yaraydı...


Ve sevgi, sırtına hançerlenmiş acıydı...


Kimileri sırtından vurur, korkak bir şekilde. Kimileri ise kalbinden saplar, yürekli bir şekilde... İhanetin en büyüğü güvenden, sevgiden ve en yakınından olurdu.


Kuleye zar zor iletişim kuran Barlas uçuş iznini alırken hava git gide bozuluyordu. Uçak bir kez daha sarsılırken yolcular bir o kadar çığlık çığlığa bağırıyordu. Barlas konsantresini iyice kaybederken öfkeyle solumamak için epey güç harcıyordu.


Kulaklarındaki iletişim için kurduğu kulaklığı ani bir atakla çıkartarak önüne koyarken bir yandan da parmaklarını tuşlara daha çok bastırıyordu.


"Abi, abi! Uçak düşecek, bir şey yapmamız lazım?" Selçuk telaş içinde kelimeleri bir araya getirmeye çalışırken, Barlas gayet sakin ve rahat bir şekilde buğulu olan camdan öne bakmaya devam etti. Uçak düşmek üzereydi ve bu Barlas'ın umurunda değildi.


"Sakin ol! Uçak düşmeyecek." diye rahatça söylerken, Selçuk bir kez daha şaşkınlıkla konuştu.


"Abi uçak düşecek, diyorum? Yolcular korku içinde! Kuleye ulaşamıyoruz! Önümüz sisle kaplanmış durumda... NE SAKİN OLMASINDAN BAHSEDİYORSUN!" sinirleri bozulan Selçuk, Barlas'a öfkeyle bakıyordu.


"Halledeceğim." diyen Barlas'la, Selçuk ellerini ona doğru uzattı.


"Bu sakinliğin bir gün beni öldürecek, ABİ?"


Barlas'tı bu... Sakin ve rahat tavırlı. Hiçbir şeyi umursamaz, ölümü takmazdı. 'Ölüm geliyorsa da gelsin.' derdi hep.


Zaten ölüm bir gün gelecekti, kaçamazdık. Ha şimdi ha dakikalar sonra. Ne fark ederdi?


Uçak sarsılmaya devam etti. Yolcular korkuyla çığlık çığlığa yeniden bağırdı. Küçük çocuklar zır zır ağlamaya devam etti.


Saniyeler, dakikalar geçtikçe korkuları daha arttı. Bazıları şimdiden şahadet getirirken kimileri ise günahları için tövbe ediyordu. Ve kimileri ise sevdiklerini düşünüyordu.


Barlas ise hayatının ona sunduğu ihaneti aklına getirmemek adına başka düşüncelere boğulup kendini daha çok öldürüyordu.


Barlas her geçen gün daha da ölüyordu. Kimse fark etmiyordu. Kimse ona el uzatamıyordu. Biliyorlardı aslında. Ne kadar karanlığın içine battığını görebiliyorlardı. Tutup çekseler de daha çok dibe batıyordu.


Uçağın içi bir kararıp bir aydınlanıyordu. Uçak biraz daha yerle buluşuyordu.


"Allah'ım ölmek istemiyorum!" derken elleri havadaydı. Ardından Barlas'ı işaret ederek "Bu?" deyip Barlas'ı kasketti. "Barlas'la aynı ölümü tatmak istemiyorum. Bu dünyada her dakika beni çileden çıkarırken öbür tarafta bari rahat edeyim!"


"Ölsen de yakanı bırakmam puşt herif!"


Barlas, bakışlarını ona beddua eden arkadaşına çevirirken ters ters bakmayı ihmal etmedi.


"Tüm günahlarım inşallah Barlas'a geçer! Tüm günahlarım onun boynuna!" Barlas, arkadaşının dua
📖 Uygulamada Oku
App Store Google Play