Merhaba, bu hikaye benim ilk hikayem ve ne kadar yazarsam yazayım benim için hep ayrı olan hikayem öğretisi yüksek, ön yargı oluşturmadan vermek istediklerimi verdiğim bir kitap inşallah sizin için özel olur.
İyi okumalar...
Genç kız o kadar sinirliydi ki yerinde duramıyordu masasının etrafında bir o yana bir bu yana dolanmaktan artık başı dönmeye başlamıştı. Bir şeyler yapmalıydı ama ne? Bu ara iş yerinde her şey ters gidiyordu bunun verdiği stresten mi nedir sürekli sıkıntılıydı. Birde bu olay tuzu biberi oldu diye düşünmeden edemedi. Müdürüne nasıl açıklayacağını bilemiyordu;
"Küçük detaylar nasıl bu kadar büyüdü anlamıyorum." diye söylenip durdu.
"Offf hatalı değilken, hatalı duruma düşmekten nefret ediyorum". Aslında o kadar da büyütecek bir şey yoktu ama BUSE için iş yerinde çıkan her sorun kocaman dağ oluyordu. Oysa normal hayatında o kadar güçlü ve olaylara yaklaşımı sakin ki bu haline bazen kendi de şaşıyordu. Bu halini müdürünü çok sevmesine ve kendisine mahcup duruma düşmemek için verdiği emeğe bağlıyordu. O kadar kaptırmıştı kendini zaman geçtikçe ağlamak isteği katlandı gözleri dolup dolup taşıyor ama o gözyaşını dışarı akıtamıyordu ama şirkette ağlayamazdı. Güçsüzlüğünü kimseye gösteremezdi zaten normalde de birilerinin yanında ağlayamazdı... Bazen bu huyundan nefret ediyordu diğer hem cinsleri gibi ağlayıp ajitasyon yapıp üste çıkamadığı yada sorunlarını birilerine belli edemediği için...
"Neymiş efendim güçlü kızmışım, bok güçlüyüm kendimi yemekten başka ne yapıyorum acaba? Söyleyeyim hiç bir şey bazen lanet ediyorum bu huyumdan beni hep mutlu zannetmelerinden, hiç sıkıntısı yok ne güzel demelerinden birde senin yerinde olmak istiyorum demezler mi? Ah ah içimde kopan fırtınaları bir bilseler. Acaba ben neden kendime gelince bu kadar acımasız olup, insan olanın başına her iş gelir hata yapmaktan daha doğal bir şey yok diyemiyorum. Bu halim normal değil tedavimi olsam?" diye kendi için uzayıp giden serzenişleri bitiremedi.
Özel bir şirkette iki müdüre 2 yıldır asistanlık yapıyordu. Önceliği departman müdürü olan Levent Bey idi. Diğer müdüründe her işinden sorumluydu çok çalışıyordu hiç iş yüzünden of dediği olmazdı. İkisi ile de güzel anlaşıyordu ama Levent Bey çok başka idi. Tam babaydı, adam gibi adamdı aralarında 15-16 yaş olmasına rağmen neden bir ağaBey gibi değilde baba gibi görmesinin sebebini hep düşünürdü. Müdürü odasına giderken;
"Tünaydın Buse" dedi düşüncelerine o kadar dalmıştı ki arkasından bakarken beklediği anın geldiğini anladı."
Haydi Bismillah, şimdi dananın kuyruğu kopacak..." diye mırıldandı.
Odasına geçen Levent Bey bir sorun olduğunu hemen anlamıştı. Zaman kaybetmeden Buse'yi yanına çağırdı. Gülümseyerek yine hangi okyanusta yüzüp, derede boğuldu acaba diye düşünmeden edemedi. İki yıldır yanında çalışıyordu. İş görüşmelerinde o kadar kişinin içinde üniversiteden