Merhaba yeni kitabım Zakkumdan Küller 'in ilk bölümüyle karşınızdayım. Umarım beğenirsiniz.
Kitap kapağını nasıl buldunuz?
Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayınnn.
Yüzümde büyük bir gülümseme ile ellerimi iki yana açtım, tüm vücudumu içine alan rüzgar adeta bana sarılıyordu. Gözlerim kapalı olmasına rağmen tenimi yakan güneşi hissediyordum, ışığının orada olduğunu biliyordum. Yüzümde ki tebessüm silinmeden gözlerimi araladım ve etrafıma baktım, bir tarlanın tam ortasındaydım ve zakkum çiçekleri etrafımı sarmıştı.
Elimi yavaşça çiçeği tutmak için uzattım ve onlara dokunmak istedim ama tam o anda arkamdan gelen ses ile elim hava da öylece kaldı. “Kızım?” derinlerden gelen ses öyle gerçekti ki sıcaklığını bile hissetmiştim.
“Baba?” dedim ve arkamı döndüm ama tarlanın ortasında yalnız başımaydım. Etrafımda dönmeye devam ederken bir yandan da sanki babam sesimi duyarsa gitmezmiş gibi daha çok bağırmaya başladım ancak en sonunda pes ettim. Belki dedim bir anda yeniden zakkuma dokunursam babam gelir. Hemen elimi zakkum çiçeğine doğru yavaşça götürdüm ve yeniden duydum “Kızım!” dedi ama bu kez resmen bağırmıştı. O an gelsin beni buradan kurtarsın istedim, bu tarlanın ortasından beni alsın ve sarsın sıkıca kollarına hep orada kalıyım. Çiçeği yavaşça tuttum ama bu kez onu duyamadım, ben de bu güzel çiçeği koparmaya karar verdim tam o anda karşıdan gelen simsiyah kargayı gördüm, hızla bana doğru yaklaşıyordu. Kalbim anlık korkuyla tekledi ve ellerimin arasında ki çiçek ayaklarımın ucuna düştü bense arkamı dönüp hızla kaçmaya başladım...
“Aram!” sesle birlikte gözlerimi araladım. İlk gördüğüm şey sınıftan çıkmaya çalışan arkadaşlarım oldu sonrasında da tepemde zebellah gibi dikilen canım arkadaşım Tanya. “Saat kaç?” başımı yavaşça sıradan kaldırdım ve dolaşan siyah saçlarımı geriye doğru attım. “Sence kaç olabilir Aram, hadi kalk artık daha aşağıda konferans var.” kollarımı yukarıya doğru kaldırdım ve geriye doğru esnerken “Sen gergin misin?” yaklaşık bir saattir üstünde uyuduğum kitapları toplayarak çantama attım. “Gerginim Aram hem de çok gerginim ama şu aptal konferans işi bitsin öyle anlatacağım.” anında kaşlarım çatılırken çantamı takıp sıradan kalktım “Kerem ile ilgi mi?” kollarını göğsünde bağladı ve bir yandan yürürken bir yandan da sinirli sinirli “Gizli işler karıştırıyor ve bu akşam ne bok yediğini öğreneceğiz.” anında tek kaşım havalandı ve benden çok az kısa olan arkadaşıma baktım. “Öğreneceğiz derken bu hikayedeki yerimi anlayamadım.” gözlerini ileriye doğru dikmişti, kafasını yavaşça aşağı yukarı salladı ve “Anlarsın.” kafam iyice karışmıştı Tanya ve ben lise ikiden beri arkadaştık kendisi buraya sonradan nakil olan öğrencilerdendi ve bir anda ikimizde nasıl olduğunu anlamadan yakın iki arkadaş olmuştuk ki başka doğru düzgün arkadaşımız yoktu. Tanya geldiği andan beri Kerem Bora’ya resmen