Kitaplar Özellikler İletişim İndir
Zehirli Sevgi
Aşk/Romantizm

Zehirli Sevgi

23Beğeni
54Okunma
5 Bölüm
14,621Kelime
1 saat 13 dkSüre
21.09.2025Tarih
"Sevgiden yoksun kalan biri, sevginin değerli bir nimet olduğunu bilirdi ama tadını hiç bilmezdi."


Caner Özdemir, bugüne dek hayatın sunduklarıyla yetinmişti ama artık suskun kalamayan bir dileği var: Ahu'nun kalbine dokunmak.


Sevgi şifa kaynağıydı, sevgisizlik ise en güçlü zehir.


Saklanan gerçekler, Caner'in hayatını yıllarca sevgisiz kalarak altüst etmiştir. Şimdi bir umudu vardır, arkadaşlarının yardımıyla bu çıkmazdan kurtulabilecek midir? Yoksa en büyük engel, yardım ettiğini sandıkları mıdır?


Yanlış adımlar, eksik anlatılmış hikayeler, gizli yapılan ittifaklar ve beklenmedik yüzleşmeler...


Hayal edilen bir aşkın, geçmişin karanlık sırlarıyla savaştığı; kalbin değil, geçmişin aydınlatılmasıyla vuslata erebilecek bir aşk hikayesi.

1-Raflar Ardında Aşk

* Bölüm Şarkısı: Şanışer ft. Cem Adrian- Düştüm


Caner Özdemir

Profesörün ders bitti sözünü duyar duymaz kapıya yöneldim. Yoğun bir dersten sonra bana en iyi gelen dinlenme yerime gitmek için sabırsızlanıyordum. Kalabalık koridorlardan ve yoğun gürültüden kendimi kurtarmak için adımlarımı hızlandırdım.

Bölümümün fakülte binasından çıkıp kampüse adımımı attım ancak attığım anda pişman oldum. Yağmur öylesine şiddetli yağıyordu ki insanlar ıslanmamak için buldukları ilk anda kendilerini binalara zor atıyordu. Yağmuru hiç sevmiyordum, ıslanmayı da öyle ancak kütüphaneye gitmem gerekiyordu hatta geç bile kalmıştım belki de beklediğim kişi çoktan gelmişti.

Üzerimdeki hırkamın kapüşonunu kafama geçirdiğim gibi olması gerekenden bir tık daha hızlı yürümeye başladım. Neyse ki fakültem ile kütüphane çok yakındı. Hırkamın ıslanmadık yeri kalmamıştı, etrafta tek tük kişi vardı, sınav zamanı yakın olmasa bu havada kimse okula gelmezdi de zaten. Kütüphanenin kapısını görünce rahatladım, daha da hızlandım ve kendimi olabildiğince hızla içeri attım.

İçeride oturacak yer kalmamıştı neredeyse, sınav zamanı çoğunlukla böyle olurdu. Ancak bugün ders çalışmayacak olanlar bile sırf ısınmak için buraya sığınmışlardı bunu arkadaşlarıyla fısıldaşarak konuşanlardan anladım. Girişteki masada oturan arkadaşımın yanına gittim, selam verdim ve çıkışta konuşuruz diyerek aceleyle her zamanki masama yöneldim.

Bu masa girişe en uzak masalardan biriydi, binanın en ucuna kadar yürüdüm ve işte beklediğim kişi de oradaydı. Beklendiğim falan yoktu ama şimdilik böyle uzaktan bakmakla yetiniyordum, harekete geçmezsem daha çok yetinmek durumunda kalacaktım. Masa çoğunlukla çok dolu olmazdı herkes giriş kısımlarında insanların daha çok olduğu yerleri tercih ederdi lakin o aynı fikirde değildi, en ufak sesten bile dikkatinin dağıldığını biliyordum.

Cam kenarında ağaçların göründüğü bir masaydı, camlara vuran şiddetli yağmur damlaları içeride olsak bile insanı ürperten bir durumu oluşturuyordu. Yağmurlu havaya bayıldığını biliyordum, çoğu kişinin şu an üzgün olmasının aksine o aşırı mutluydu, ara ara kitaptan kafasını kaldırıp bakması da bu yüzdendi. Ders çalışması gerekmese şu an dışarıda şemsiyeyle yürüyüş yapacağına emindim. Yağmuru sevmediğim halde eğer yanında olma şansım olsaydı ıslanmak için can atardım. Şemsiye bile istemezdim tabi o da beni yanında istemezdi.

Daha fazla ona bakamazdım, dikkat çekmemek için kitaplıklardan birine yöneldim ve göz gezdirmeye başladım. Sanki aradığım bir kitap varmış gibi davranmak en iyisiydi, bunu yaparken de direkt onun olduğu tarafa bakanı seçmem de mükemmeldi gerçekten. Sonunda beklediğim fırsat ayağıma geldi, onun olduğu masadaki arkadaş grubu kalktı ve tabii ki herkesin yapacağı gibi en yakındaki masaya oturmak dikkat çekmeyeceği için adımlarımı o masaya yönelttim. Sandalyeyi yavaşça çektim ve sakin olmaya çalışarak oturdum. Titreyen ellerimi üzerimdeki hırkayı çıkarmaya çalışırken sabit tutmaya çalıştım. Her seferinde bu kadar heyecanlanmam hiç adil değildi ne
📖 Uygulamada Oku
App Store Google Play