Hayat, bazen en beklemediğin anda en tehlikeli teklifi sunar.
Sıradan bir mali müşavir olan Efsun, babasının borçları yüzünden hayatının en büyük çıkmazına girer. Ailesini kurtarmak için kapısını çaldığı adam, İstanbul'un yeraltı dünyasının en acımasız ismi olan Aziz Korkmaz'dır. Aziz'in tek bir şartı vardır: Borçları silmek ve annesinin tedavisini üstlenmek karşılığında, Efsun'un kendisiyle evlenmesini ister.
Bu evlilik, bir aşk hikayesi değil, soğuk bir anlaşmadan ibarettir. Efsun, kendini lüks bir kafesin içinde bulur. Ancak Aziz'in buz gibi görünen dünyası, Efsun'un cesareti ve saflığıyla yavaş yavaş erimeye başlar. İkisi de, bu tehlikeli oyunun içinde, birbirlerine karşı koyamadıkları bir çekime kapılır.
Peki ya bu karanlık dünyanın kuralları, beklenmedik bir aşka izin vermezse?
Efsun, ait olmadığı bir dünyada hayatta kalmaya çalışırken, Aziz ise hayatında ilk kez sahip olduğu bir şeyi kaybetme korkusuyla yüzleşir.
Aşkları, zifiri bir gecenin içinde filizlenebilecek miydi, yoksa her ikisi de bu tehlikeli oyunda kaybolacak mıydı?
1.Bölüm
Elimdeki dosyanın ağırlığı, omuzlarıma çöken geleceğimin ağırlığından farksızdı. Her sayfa, her satır, babamın bana bıraktığı o büyük borcun birer kanıtıydı. Adım Efsun, yirmi altı yaşında, hayalleriyle gerçekleri arasında sıkışıp kalmış bir mali müşavirim. Küçük bir büroda, minik bir maaşla çalışıyor, her kuruşu annemin tedavi masraflarına ve babamın kumar borçlarına bir çözüm bulmak için biriktiriyordum. Hırslı değildim, zengin olma hayallerim yoktu. Tek arzum, sıradan, huzurlu bir yaşam kurmaktı.Son birkaç aydır bu huzur hayali, büyük bir kabusa dönmüştü. Babam, sonu gelmeyen borçları yüzünden adının Aziz Korkmaz olduğunu öğrendiğim bir adamla tanışmış, ondan borç para almıştı. Faizler katlanmış, borç kısa sürede ödenemez bir hale gelmişti. Şimdi elimdeki bu dosya, babamın ödeyemediği borçların karşılığında, Aziz Korkmaz'ın bana bir teklif sunacağını söylüyordu. O teklif, hayatımı tamamen değiştirecek bir sözleşmeden ibaretti. Korkuyordum, bilinmeze doğru attığım bu adım beni nereye götürecek, bilmiyordum.Elimdeki dosyayla birlikte, bir taksiye atladım ve adresini ezberlediğim o devasa binaya doğru yola çıktım. Şehrin merkezinden uzakta, adeta bir kale gibi duran, cam ve betondan inşa edilmiş bu gökdelen, dışarıdan bile insanı ürkütüyordu. Görevli, bana asansörle en üst kata çıkmamı söyledi. Asansörün kapıları kapanırken, elimdeki dosyanın kenarları titriyordu. Kalbim göğüs kafesime sığmıyor, sanki kaçmak için bir yol arıyordu.Asansörün kapıları açıldığında, gözümün önünde ihtişamlı bir ofis belirmişti. Her yer, siyaha ve koyu renklere bürünmüş, modern ama bir o kadar da soğuk bir atmosfer yaratıyordu. Ofisin ortasındaki cam masanın arkasında, beni bekleyen adam oturuyordu. Aziz Korkmaz. Ona dair tüm duyduklarım, zihnimi ele geçirmişti. Soğuk, acımasız, duygusuz. Bakışları o kadar keskin ve deliciydi ki, sanki ruhumun en derinliklerini görebiliyordu.O kadar uzun boylu ve o kadar geniş omuzluydu ki, oturduğu koltuk bile ona dar geliyordu. Koyu renk takım elbisesi, kaslı vücudunu daha da belirginleştiriyordu. Sanki bu adam, doğduğundan beri bu koltukta oturuyordu ve bu güç, onun kanında dolaşıyordu. Karşısına oturdum, ellerimi kenetledim ve derin bir nefes aldım. Odanın atmosferi o kadar ağırdı ki, nefes almak bile zorlaşıyordu."Efsun Hanım," diye başladı. Sesi, beklediğimden daha derindi. Tıpkı bir fırtına gibi, içimde bir yerleri sarstı. "Babanızın borçlarından haberdarsınızdır. Ailenizin size ne kadar ağır bir yük bıraktığının farkındasınız."Söyledikleri doğruydu, bu bir yüktü. Ama benim için ailemden gelen her şey kutsaldı. "Farkındayım," dedim, sesimin titrememesi için büyük çaba sarf ederek."Öyleyse, size bir teklifim var. Oldukça cazip bir teklif. Babanızın tüm borçlarını sileceğim, anneniz en iyi doktorlar tarafından tedavi edilecek. Karşılığında ise..."Duraksadı. Sanki bu sözleri söylemek ona bir yükmüş gibi. Gözleri, gözlerime sabitlendi. "Karşılığında benimle evleneceksin."Duyduklarım karşısında beynimden vurulmuşa döndüm. Her şey, bir anda durdu.