Kitaplar Özellikler İletişim İndir
ZİFİRİ YARA BERDEL
Aşk/Romantizm

ZİFİRİ YARA BERDEL

4Beğeni
19Okunma
2 Bölüm
3,631Kelime
18 dkSüre
15.09.2025Tarih
Ağa kızı Arjin Eroğlu. SURAYN aşiretinin ağası dijvan suraynın berdel sonucu kaoslu hikayesi.

Destpêk (başlangıç)


Güneş yeni doğarken Eroğlu Konağı'na altın renkli bir sessizlik sinmişti. Pencereden süzülen sabah ışığı, taş duvarları yalayıp Arjin’in odasına kadar uzanıyordu. Uykunun son kıvrımlarından sıyrılan arjin, gözlerini yavaşça açtı. Gözbebekleri, güneş gibi parlak mavi... Esmer teniyle tezat oluşturan bu gözler, Eroğlu aşiretinde dillere destandı. İnce belli, zarif duruşlu; güzelliğiyle yalnızca göze değil, kalbe de dokunurdu.


O gün üniversitede vize sınavı vardı. Aynanın karşısına geçti, saçlarını gelişigüzel topladı. Makyaja ihtiyaç duymayan yüzünde yalnızca bir parça sadelik vardı; Gardırobundan en sevdiği lacivert elbisesini seçti, giydi. cebine telefonunu koyduktan sonra odasından çıkıp aşağıya indi.


Konağın büyük avlusunu çevreleyen taş kemerlerin gölgesinde kuş cıvıltıları yankılanıyordu. Kahvaltı sofrası çoktan hazırlanmıştı. Annesi m, nar gibi kızarmış pideleri bakır bir tepsiyle ortaya getirirken babası gazeteye göz atıyor, sessizliğin tadını çıkarıyordu. Masanın başında ise Arjin’in abisi, Mirhan Eroğlu oturuyordu. Genç yaşına rağmen yüzü sertti, bakışları keskin. Arjin’i görünce göz ucuyla selam verdi.


“Hazır mısın?” diye sordu, sesi alışılmışın dışında yumuşaktı.


“Hazırım,” dedi Arjin, peyniri ekmeğine sürerken. “Dün akşam biraz çalıştım. İnşallah iyi geçer.”


Mirhan başını hafifçe salladı. O konuşmasa da, kardeşini her zaman gözetirdi. Kahvaltı kısa sürdü. Ardından birlikte konağın önüne çıktılar. Mirhan arabayı çalıştırdı, Arjin ön koltuğa oturdu. Yol boyunca sohbet ettiler. arabanın içinde çalan hafif bir dengbêj sesi dolduruyordu. Arjin pencerenin dışında akıp giden tarlalara, yıkık değirmenlere bakarken içini hafif bir heyecan kapladı. Hayatındaki her şey yolundaydı. Ailesi, okulu, planları… Her şey olması gerektiği gibiydi.


Sınav binasının önünde arabadan indi, Mirhan yalnızca “Dikkat et” dedi. Arjin başını salladı, gülümsedi ve kalabalığın arasına karıştı.


Sınav düşündüğünden daha kolay geçmişti. Saatine baktı, hâlâ erkendi. Elini cebine attı, telefonunu çıkardı. Ekran bir anda doldu: Rezzan (12 cevapsız çağrı)


Kaşlarını çattı. Kuzeni Rezzan onu neden bu kadar ısrarla aramıştı? Tam geri aramak üzereydi ki, bir ses kalabalığın içinden ona doğru uzandı:


“Arjin!”


Başını kaldırdı. Rezzan nefes nefese ona doğru yürüyordu.


“Seni defalarca aradım,” dedi, sesi telaşlıydı “Neden açmıyorsun telefonu?”




Rezzan’ın ani gelişiyle kalabalığın sesi sanki bir anlığına kısıldı. Gözleri endişeyle büyümüş, alnındaki ter yeni bir belanın habercisiydi. Arjin, kuzeninin soluk soluğa haline anlam verememişti.


“Rezzan, ne oldu?” dedi şaşkınlıkla. “Neden bu kadar aradın? Sınavdaydım…”


Rezzan etrafına kısa bir göz attı, sesi fısıltıya dönüştü ama gözlerinde fırtınalar dönüyordu.
“Arjin… bana yardım etmen lazım,” dedi, sesi titriyordu. “Dilda’yı kaçıracağım. Bu işte bana senden başkası yardım edemez.”


Bir anda Arjin’in içi buz kesti. O mavi gözlerdeki huzur, yerini öfkeye ve şaşkınlığa bıraktı. Geri bir adım attı, yüzü gerildi.


“Sen ne diyorsun Rezzan?” dedi dişlerinin arasından. “Ne kız kaçırması? Delirdin mi sen? Sakın beni bu işe bulaştırma!”


Rezzan bir adım atmaya çalıştı
📖 Uygulamada Oku
App Store Google Play