Kitaplar Özellikler İletişim İndir
Bukalemun  1. Kitap
Macera/Aksiyon

Bukalemun 1. Kitap

55Beğeni
482Okunma
1 Bölüm
4,538Kelime
23 dkSüre
05.10.2025Tarih
Tam on bir yıldır bugüne hazırlanmıştı. Alacağı intikamın ilk adımını bugün atacaktı. Bugünden sonra geri dönüşü olmayan bir yola girecekti.

Şimdi bambaşka bir dünyaya gidiyordu. Bir daha geri döner miydi, kimse bilmiyordu. Bildikleri tek bir şey vardı; ölüme gidiyordu.

Ya ölecekti... Ya ölüm olacaktı...

Giriş

YAZAR NOTU


Bukalemun serisi artık Romanika'da sizinle buluşuyor. Her zaman elinizin altında, kolayca ulaşabileceğiniz bir platformda sizlerle beraber yaşamaya devam edecek.  

Hikayeyi bilen okuyucular, "geçmiş zamanda keşke dijital olarak okuyabilseydim, fikrimi, hislerimi yorumlarımla paylaşabilseydim," diyorsanız, hem sizin hem de benim için güzel bir fırsat olacak bu. Birlikte sohbet ederek yeniden Bukalemun evreninde, sizlerle vakit geçirmeyi dört gözle bekliyorum. Bu arada ilk kez okuyacak arkadaşlara spoiler vermeyeceksiniz, değil mi? kjhfjshg    

Ve ilk kez Bukalemun evrenine gelenler... Hoş geldin yeni okuyucu. Umuyorum ki keyifle okuyacağın, seveceğin bir hikaye olacak. Hislerinizi, düşüncelerinizi benimle paylaşmanızı çok isterim. Bukalemun, benim ilk kez kaleme aldığım bir hikaye idi. İlk göz ağrım, ilk hikayem. Başımın tacı olduğunu bilmenizi isterim. Benim sevdiğim kadar sizin de seveceğinize inanıyorum. 

Şimdi, eğer hazırsanız hep birlikte bu evrene giriş yapıyoruz. Bazılarımız yeniden.. Bazılarımsa ilk kez.   

Hepinizi kucaklıyorum ve yeniden, hoş geldiniz diyorum. 

En derin sevgilerimle, 

Aslıhan Doğa

❤️‍🔥❤️‍🔥❤️‍🔥

 

2016

Günümüz



“Senin mert bir adam olduğun söyleniyor” dedi.

Yüzü ifadesiz, kaşları çatılıydı. İçinde bulunduğu ortam düşünülünce duruşu şaşırtıcı derecede sakindi. Etrafında, silahlarını kendisine doğrultmuş onca adama rağmen ne bir korku belirtisi vardı yüzünde, ne de duruşu gergindi. Diğerlerinin şaşırdığı ve anlayamadığı bir kendine güvenle karşılarında duruyordu.

“Doğru duymuşsun,” dedi yaşlı adam oturduğu sandalyede arkasına yaslanarak. Yanındaki oğlu tetikte, her an öne atak yapacak gibi sandalyesinin ucunda oturuyordu. Sanki babasından en ufak bir işaret alsa, doğrudan kızın üstüne atlayacak gibiydi.

“O zaman can hakkımı istiyorum. Bana bir can borcun var. Borcuna karşılık Çakal’ı istiyorum,” dedi rahat bir ses tonuyla.

“Ne diyosun lan sen?” dedi genç olanı, yaşlı adamın konuşmasına fırsat vermeden. Öfkeyle ayağa fırlamış, kıza doğru bir adım atmışken yaşlı adam geri durması için elini kaldırıp, başıyla da kalktığı yere oturmasını işaret etti.

“Çakal’ın burada olduğunu nereden çıkardın?”

“Onu senin aldırdığını biliyorum. Boşuna birbirimizi aptal yerine koymayalım,” dedi dudağını bükerek. Yüz ifadesinde bir küçümseme, bir sıkılmışlık vardı. Gereksiz konuşulduğunda biri nasıl sıkılırsa aynı öyle bir yüz ifadesi.

“Haddini bil!” dedi genç olanı sert ve yüksek sesle uyarırcasına.

Genç kız donuk gözlerini bir saniyeliğine genç adama çevirmiş sonra sanki sinek vızıltısı onu ne kadar rahatsız ederse o da o kadar etmiş gibi oralı olmadan yaşlı adama bakmaya devam etmişti. Genç adam sinirden gergin, her an öne atılıp avını parçalayacak bir aslan misali yerinde duramıyordu. Ama babasını da ezip geçemeyeceğinden onun en ufak bir işaretini bekliyordu. Yaşlı adamın bir avucu masaya yaslı, diğeri bacak bacak üstüne attığı dizinin üzerinde, odadaki herkesin gerginliğinin aksine, en az karşısındaki kız kadar sakince oturuyordu yerinde.

📖 Uygulamada Oku
App Store Google Play