Kitaplar Özellikler İletişim İndir
KAHİN
Aşk/Romantizm

KAHİN

0Beğeni
1Okunma
17 Bölüm
52,038Kelime
4 saat 20 dkSüre
05.11.2025Tarih
Beni hatırladınız mı?

Sevdikleri için her şeyi göze alan şu avcı kız.

Bir zamanlar her şeye sahiptim. Ama şimdi... Tek sahip olduğum şey acı.

Bir örümcek ağı misali acıyla bezendi bedenim. Beni kırdılar, bozdular, küçük aciz parçalara ayırdılar.

Şimdi dünya dediğim o yerde, uğruna savaşabileceğim tek bir kişi bile kalmadı. Bana yoldaş olanların kanı gölgeme karıştı oradan ruhuma aktı.
Bu lanetli ruh peşindekileri kandırdı, onları kendi nihai sonlarına taşıdı. Kadim bir meleğin her şey sonlanmadan önce fısıldadığı gibi ben hiç var olmamalıydım. Ben de ona sesleniyorum şimdi.

“Eğer yazıyorsa defterde adım, al kalan son nefesimi. Çünkü ben evreni onun verdiği son nefesle sildim...”

Perde 1- Tamamen Yalnız

Selam bal,

An itibariyle Ateşli Kanatlar Serisinin 4. Kitabı olan KAHİN'e başladın.

Yüzlerce sayfadan, binlerce kelimeden, sayısız maceradan sonra seninle beraber olduğum için çok mutluyum. Umarım bu yolda hep birlikte yürürüz, birlikte vurur gölgelerimiz yere, birlikte güler ağlarız.

Unutmadan, okuduğun bu eser basılı bir eser. Kitap sayfalarında okumak, çizimlerimle süslediğim sayfalarda parmaklarını gezdirmek istersen satın alabilirsin. Almazsan da sıkıntı yok, ömrüm yettiğince burada olacağım.

E o halde, keyifle oku!

(Oy ve yorum bırakarak bana destek olmayı unutma.)

Şarkı:DM- Never Let Me Down Again

Her şey mahvolmadan önce mutlu bir insan mıydım?

Bir anı... Belirli belirsiz silik bir anı zihnime çöreklenirken gözlerimi açık tutmaya çalıştım.

Bir ev. Ahşap kapısındaki menteşeler geçen yaz savaştığımız iblisürüngenler tarafından darbe almış. Her açıldığında kemiğe değen bıçak misali çıkardığı gıcırtılar.

Bir insan sesi düşüncelerimin arasından kulağıma süzüldü. "Diriliş'e hoş geldin kadim varlık." Gözlerimi açamadım. Sesin nereden geldiğini de anlamadım. Anıya gitmek istedim yeniden. Ama ses tekrar konuştu. Bu kez benimle değildi. "Onu mahzene kapatın. Güçlerinin ne olduğunu bilmiyoruz. Yalıtımlı odaya alın."

Güçler... Oysa ben anıma gitmek istiyordum.

Ailemle beraber bıçaklarımızı temizlerken kardeşim Jo'nun bıçağı elinden düşürüp bağırmasını hatırlıyordum. Öyle içten ve acıyla bağırmıştı ki Marr elini kesmiş olabileceğini düşünmüştü. Çekmeceden oksijenli su alıp kardeşimi yanına çağırmıştı.

"Kanatlarından biri kötü durumda. Bu şekilde kaçabileceğini sanmıyorum."

Sesler konuşuyordu. Öldükten sonra cennete gitmeyeceğimi bilecek kadar akıllıydım. Ama cehennemi görmüş, bizzat hükmetmiştim. Orada da değildim. Nerede olduğum hakkında bir fikrim yoktu. Zihnim salonumuzun loş ışığı altında kalan ceketlerimizin atıldığı eski mobilyalarımızda takılı kalmıştı. Marr, Jo'nun parmağına suyu dökerken kardeşim zıplamıştı.

Ben ise gülmüştüm. Babama erkek bir oğlu olduğu için sevinmesinin saçma olduğunu hatırlatmıştım gururla. Babamsa sadece gülümsemişti.

"Kanatları kökünden ayıralım o halde. Doktor Hilda ve Grey halleder. Çağırın onları."

Diğer ses bir süre yanıt vermeyince anılarıma geri döneceğim için sevindim.

"Efendim kızın omurgası ile kanatlar birlikteyse sakat bırakabiliriz." Diğer ses bu kez güldü. Ama bu kahkaha babamınki gibi değildi. Draza bile hiç böyle gülmemişti. Sevgili cadı kardeşim Meredith bile ölümümüze sebep olabilecek bir olay tezgâhladığında böyle gülmemişti.

"O bir kız değil," dedi sesi yaşlı ve kendinden emin olan. Sesi az önceki sahte kahkahasının tınısından sıyrılmıştı. Sakindi. Ürkütücü bir sakinlik perdesine gizlenmiş gibiydi.

"Sakat kalsa bile bizimle konuşabilir. Tek istediğimiz bilgi."

Bilgi güç demekti. İşte buna gülmek istedim. Ama yapamadım. Kıpırdayamadan o çok sevdiğim sevgili ölümün beni yutmasını bekledim.

İnsan ne zaman ölürdü?

Son nefesim kaç saniye sürerdi? Nefesimi tutsam sonuma daha hızlı gider miydim?

Sonumda değil miydim?

"Eğer onları sökersek acıdan ölebilir." Toy olan kim için üzülüyordu? Benim için mi? Ben bir insanın benim için üzülmesine layık değildim ki. Varlığım zehirliydi benim. Beni soluyana ölüm