Sofia.
Bu benim hikayem. Bu günden itibaren okuduğunuz her satır benim geçmişimin ve geleceğimin bir özeti. Ben annemle babamı küçük yaşta kaybettim ama ben her sabah bu acıyla kalkıp bütün zorluklara göğüs germeyi seçtim. Benim, ruh eşimi bulup onları kurtarmam gerek. Bu yolda belki sevdiklerimi kaybetme riskim yüksek. Ama riskler alınmak için vardır değil mi? Ben belkide kendimde öle bilirim geleceğe Allah'tan başka kimin garantisi var ki? Bu kitapta benim hikayemi okuyacaksınız. Birlikte duygulanıp birlikte zevkten dört köşe olucağız. Ama umarım her şey çoğu şey gibi buda güzel olur. Bu kitapta bir umut doğacak. Eee, benim serüvenime hazırmısınız?
O geceyi hiç aklımdan çıkaramıyorum. Bu bana acı veriyor, ama ben kendime verdiyim sözü tutucağım. Büyüdüğümde hem annemle babama bunu yapanlardan intikamımı alıcağım hemde her kese umut olucağım.
Ben hem bunun, hemde yürüdüğüm yolun zorluğunun farkındayım. O gece annemle babamın feryatları dün gibi aklımda, çığlıkları kulağımdan çıkmayan çınlama gibiler.
Bu ise, bana işgenceden farksız geliyor. Annemle, babam boğulduğunda hiç bir şey yapamadım bunun için kendimi çok suçladım. Ama sadece dört yaşındaydım ne yapa bilirdim?
Her gün aynı rüyaları görmekten çok yoruldum, her gün kendimi suçlayarak uyanmaktan çok yoruldum. O günden önceside sonrasında yok hafızamda. Ne yapmalıydım hatırlamak için? bulmak için? Sadece o gün yanı 18 yıl öncesi. Annemin bana verdiği bileklik ve küçük çelik kutu.
Her zamanki gibi uyandım. Annem ve babam öldüğünde beni büyük annem ve büyük babam yanlarına almış, bakmış, büyütmüşler. İkiside beni çok seviyor, benimde onları sevdiğim gibi.
Büyük annemle zaman-zaman annemle babamın fotoğraflarına bakar, kendimizi avuturduk. Üstümü giyip iş için evden çıktım. Bilgisayar şirketinde çalışıyordum. Yanı şirketde denemez aslında, küçük bir dükkan gibi.
Yani her günkü rutinimdi. Eve geç gelsem bile elimden geldiğince yardımcı olurdum büyük anneme. Ama fazla iş olmağı için büyük annem "Sen git güzel kızım, fazla iş yok zaten. Uyumadan önce duş almayı unutma"
Bende kibarca kabul edib odama çıktım. Duştan sonra giyineceğim kıyafetleri almak için dolabı açtım. Ama qarip bir şey hiss ettim. Bunun dolapla ilgisi olmadığını biliyordum çünkü bunu bir kaç kere daha yaşamıştım.
'Neyse' diyip her zamanki gibi çok fazla üstünde durmamıştım. Kendimi sıcak suyun kollarına attım. Anlamadığım şekilde su çok fazla sıcak olsa bile tenim yanmıyordu. Buda bana çok garip gelmişdi hep.
Buharlar havada süzülürken o his, o qarip his yeniden doldu bedenime, ama bu sefer her zamankinden daha ağır ve daha ürkütücüydü. Havada süzülen buharlar birdən alev aldı ama elimde oluşan ateş ondan kat-kat daha fazlaydı. Bir an donup kaldım.
Sonra çok yüksek bir çığlık patlattım. Büyük annem geldi sesime. Ama o