Öncelikle herkese merhaba arkadaşlar.
Ben Atike Sungunapsa. Evli, iki çocuk annesiyim. Bir çoğunuz beni Meslek Liseli kitabından tanıyor. Tanımayanlar için tekrar yazmak istedim.
Lütfen burayı okumadan geçmeyin.
Hikayeyi uzun zamandır kafamda tasarlıyordum ama her şeyi yerine oturtmadan yazıya dökmedim.
Beğeninize sunmadan önce söylemek istediklerim var. Vereceğiniz tepkilere açığım, ancak lütfen hakaret içeren yorumlar yapmayalım. Beğenmezseniz anlarım ama şahsıma hakareti kabul edemem. İlk bölümler biraz kısa olacak ama sonra sonra uzun olacak.
Kitap, Tüm TÜRK MİLLETİ için şehit düşmüş, gazi olmuş askerlerimizin anısına yazılmıştır. Fatihler için, Alparslanlar için, Timurlar için, Tomris hatunlar için, Nene hatunlar, Kara Fatmalar için,
Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları için, Çanakkale'de şehit düşmüş, Sakarya'da muharebe yapmış, Sarıkamış'ta donarak can vermiş, ülkemin, Anadolu'nun neresi olursa olsun, Türklük için savaşan tüm şehit ve gazilerimize Allah'tan rahmet diliyorum. İnşallah peygamber efendimize komşu olma şerefine nail olmuşlardır.
Doğu Türkistan'da zulüm gören soydaşlarımızın, Filistin'de Gazze'de gazi olmuş masum halkın ahı dünyadaki tüm terör örgütlerinin üzerine olsun.
Girdiğiniz evren biraz distopya, çokça hayal gücü olmakla beraber, hikayede geçen hiçbir olay ve kişi gerçek değildir. İlham alınan yerler olsa da, bizzat gerçeği yansıtmamaktadır.
İçimizdeki kurtları ulutacak, ay yıldıza bir kez daha sarılacak, istiklal marşını tekrarlayacak, Türklüğün yüceliğini tekrar tekrar hatırlamak hepimize vatan aşkını bir kez daha aşılar umarım.
29 Ekim 2025 tarihinde yayınlanmıştır.
Cumhuriyet Bayramımız Kutlu Olsun.
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE 🇹🇷
"Emredersiniz komutanım," dedik bir anda hep bir ağızdan. Biz çoktan sırt sırta omuz omuza çarpışacak o birlik olmuştuk. Sayımız azdı belki ama gün gün çoğalacaktık. Birimiz giderse de, yerine başkası gelecekti.
"Böyle işte!" dedi Binbaşı Dağdeviren yüksek sesle, "Biz dağların aslanı, Anadolu'nun Kurt'u, buz gibi Asyalıyız. Ne Amerika'ya, ne Çin'e, ne Avrupalısına boyun eğmeyiz. Biz, Pers kralını kana doyurma sözü veren Tomris hatunun, Anadolu topraklarına ilk adımı atmış Alparslan'ın, dünyanın dizlerini titretmiş Timur Han'ın, Cengiz Han'ın, aşılmaz denilen surları aşmış Fatih'in, dünyaya hükmetmiş Kanuni'nin torunlarıyız."
İçimde coşkuyla çağlayan bir nehir vardı, dolup taşıyordu. Bir yanımda bayrak dalganıyordu, diğer yanımda istiklal marşı okunuyordu. Bir yanımda dağların sisleri vardı, öbür yanımda dalgalarını kıyıya vuran deniz. Bir yanım kara kış yaşıyordu, bir yanım kızgın kumlara basıyordu. Bir yanımda Ötüken vardı, bir yanımda Anadolu.
Bir yanım Her Türk diyordu, diğer yanım Asker doğar diyordu.
"Bize bir ülke bıraktı, bayrak bıraktı, marş bıraktı, özgürlük bıraktı, Cumhuriyet bıraktı. Bizim o mavi gözlüye sözümüz var. Bir daha Atatürk gelmeyecek bu ülkeye ama biz onun verdiği topraklarda doğup büyümüş evlatlar olarak hepimiz onun sarı saçından bir tel olacağız. Onun